"13. Haftamızdayız bebeğim. Sen şimdiden 7 buçuk santimsin. Doktorun Aybala söyledi 2 gün önce. Ben çok hastaydım. Endişelendim ve cuma öğlen olan randevumu dayanamayıp bir gün öncesine aldım kalp atışlarını duymak için. Aybala doppler ve ultrason cihazını karnıma yerleştirdiğinde pür dikkat ekrana baktım önce. Kolumu sıvazlayıp bir yandan da tansiyonumu ölçmeye çalışan hemşireye dikkatimi hiç vermedim bile. Ekrandaki görüntüde sırt üstü anne rahminde uzanıyordun, hareketsizdin. Kaşlarımı çatınca Aybala uyuyor annesi bak dedi. Nasıl mümkündü uyuman halbuki? Doktor kapısı önünde sen karnımda taklalar at diye browniler çikolatalar yemiştim. Neyse ki kalp atışını dinletti Aybala ve gelişiminden bahsetti. Bir de vesikalık verdi her seferki gibi. Baban yanımızda değildi diye mi beni korkuttun küçük yaramaz seni? Yoksa benimleyken hep uslu olacağının işareti mi?
Her ne olursa olsun sen iyi ol da gerisi önemli değil. İster zıpla ister uyu ama kalbin güm güm sevgi dolu atsın meleğim.
Seni seviyorum"
Bu notu yazmışım kendime sen 13 haftalıkken. Şimdi 27. Haftamıza 2 günümüz var. 1 hafta sonra sen 7 aylık kocaman bir kız olmuş olacaksın. Şimdiden karnımda tekmeler yumruklar dirseklemeler ile kendini baya gösteriyorsun. Karnımda parendeler attığını bile düşünmüyorum değil.
Sana küçük mü küçük minnak mı minnak bembeyaz pabuçlar aldım. Bir de başına geçirebileceğimiz çiçekli bir süs. Yapmam dediğim herşeyi yapma derneğine üyeliğimi tescil ettim. Ama ne yapayım çok şekerlerdi...
Halen isim konusunu netleştiremedik. Baban bir isimde karar kılsa ben ikincisini koyacağım ama birinci ismin sabırla netleşmesini bekliyorum. Koyacağım ismin senin ruhuna ve hayatına değmesini su gibi berrak olmasını sana güzellikler ve hep şans getirmesini istiyorum. Bir de bizi simgelesin istiyorum. Birçok ismi ben zikrettim : Hazal, Ela, İpek, İnci, Simal, Arya. Baban ise bugün yeni fikirlerle geldi : Hayal, Rüya, Sıla, Ada ve Kolet. Kolet'i pek anlayamadığımı itiraf ettim. İtiraz ettim. Senin için itiraz etme hakkım var değil mi?
Doğum çantamız hazır bu arada. Birçok ihtiyaç eklendi. Sütüm gelmez diye devam sütü bile koydum çantanın içine. eksik kalmasın diye baya kafa yordum bu konuya. Çünkü nedense o zaman yanımda kimse olmayacağına dair büyük bir düşünce var ve aklımdan atamıyorum bu düşünceyi. Daha önceki kötü tecrübemden ötürü aslında derinlemesine korkuyorum. Genel anestezi yapmalarından korkuyorum. Dua ediyorum bir yandan Allah'ım beni, kızımla bizi genel anesteziye sokma diye. Karanlığa gömülme ve hiçbir şey hatırlayamama, panikle uyanma endişesi beni mahvediyor. Bu konuyu daha doktorla konuşmadım ama konuşmam lazım.
Başka neler mi oldu? Şeker sonuçlarından çok korkmuştum. Gebelik şekeri teşhisinden sonra nasıl kontrol altında tutarım diye de endişelenmiştim. solda gördüğün üzere teçhizatlarımı edindim ve sol elimin her bir parmağını delik deşik ettim kan şekerimi ölçebileyim diye.
Bol bol şeker ölçümleri yapıldı bu ara hak verirsin ki. Ne güzel ki sonuçlar iyi gitti. Diyetle olması gereken seviyede tutmayı becerebildim. Fakat dün aldığım test sonuçlarıma göre tiroid sonuçlarım yüksek çıktı. Şimdi dozu arttırdım. Demir eksikliğim ise halen devam ediyor. Yoksa sen misin o demir hırsızı?
Hayır. Bence sen olsan olsan kalp hırsızı olursun minnoş. Pazartesi günü doktor randevumuz var yine. Yüzünü göster de azıcık stresi sıkıntıyı unutayım olur mu?