Bugün 6. ayımızdayız artık. Yolun yarısından çoğu bitti. 16 haftalık son dönemeçteyiz.
Yavaş yavaş hareketlerimde dinginlik hissediyorum. Eskisi gibi atak bir şekilde kalkamıyorum yerimden veyahut merdivenleri koşa koşa inemiyorum. Geceleri ise biraz sırt ağrım oluyor. Ama hepsine değer.
Son ultrasondan beri yaklaşık 12 gün geçti. Haftaya şeker yüklemesi yapacaklar bana. Randevumu ayarlamaya çalışıyorum. Doktorumuz hastaneden ayrılıp kendi kliniğini açtığı için bu testi nerede yaptırmam gerektiğinden pek de emin değilim. Yarın arayıp öğreneceğim.
Dün ikinci küçük bir dolap uzatması aldım senin için. Yanımda uyurken eşyalarını rahat rahat koyabilelim diye. Çok da güzel ve kullanışlı olacak eğer ölçüleri yanlış almadıysam :)
Daha sakinim sanki bugünlerde. Herşey yerine oturacak gibi geliyor. Kırgınlıklarım ve üzüntülerim bazen ara ara kapımı çalsa da yapacak pek de birşey olmadığını fark edince dağılıyor düşünceler. Herşey istediğin gibi olamaz değil mi? Sana en çok bunu öğretmek isterim. Herşeyin çoğu zaman senin dilediğin gibi olmayacağını fakat değişen durumlara adapte olmanın hayatta mutlu ilerlemekte sana rehber olacağını öğretebilirsem ve bunu özümsersen daha huzurlu olacağını görmek isterim. Aksi halde hayat kırgınlıklar, isyanlar ve mutsuzluklarla doğru oluyor. Şükür etmeyi bilmek lazım. Bahsettiğim şükür tamamen içine kapanıp hiç kendin için pozitif bir şey veya yeni bir şey talep etmemek değil. Zorluklar karşısında şükür etmek benim bahsettiğim. Sen de yaşayıp göreceksin...
Biraz öğüt verici oldu bu yazı. Daha fazla devam etmeyeceğim. Zira bugünkü öğle şekerlemem yeterli gelmedi. Biraz daha kendime bakmam lazım. Ayaklarımı uzatıp dinlenmeliyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorum gönderin , bloguma hayat verin ! [=